Ben bir avukatım ve açık konuşayım; hukuk fakültelerimizin hali içler acısı, resmen yürek yakıyor. 24 Ekim 2019’da hayatımıza giren Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı, hukuk fakültesi mezunlarının hâkimlik, avukatlık ya da noterlik stajına başlayabilmesi için geçmesi gereken bir ön eleme sınavı. Avrupa’da yıllardır uygulanan bu sistem, bizde nihayet 29 Eylül 2024’te ilk kez yapıldı. Sınav yılda iki kez, nisan ve eylül aylarında düzenleniyor. Ama gelin görün ki, sonuçlar tam bir facia. Hukuk sistemimizin neden çuvalladığını, eleştirilerin neden bu kadar haklı olduğunu anlamak için sınav sonuçlarına bakmak yeter.
Sınav Sonuçları: Resmen Yerlerdeyiz
Eylül 2024’teki ilk sınava 9.300 kişi girmiş, sadece 3.871’i barajı aşabilmiş. Yani başarı oranı %42 civarında. Kötü mü? Evet, fena halde kötü. Ama asıl skandal Nisan 2025’te patlak verdi: 5.818 kişi sınava girmiş, sadece 1.385’i geçmiş. Bu ne demek biliyor musunuz? %23,8’lik bir başarı oranı! Yani her dört kişiden biri bile değil; resmen çakıldık.
Mesela, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin durumuna bakalım: 83 öğrenci sınava girmiş, sadece 27’si barajı geçmiş, 56’sı başarısız. 85 hukuk fakültesi arasında ancak 53. sıraya yerleşebilmişler. Bu tablo, Türkiye’deki hukuk sisteminin neden tökezlediğini, adaletin neden aksadığını, eleştirilerin neden bitmek bilmediğini açıkça ortaya koyuyor. İnsan bu sonuçları görünce, “Bu sistemle mi adalet dağıtacağız?” diye soruyor.
Sorun Öğrencilerde Değil, Sistem Çürümüş
Şimdi, “Öğrenciler tembel, çalışmıyor” deyip suçu gençlere atmak kolay yol. Ama inanın, mesele bu kadar basit değil. Türkiye’de yaklaşık 90 hukuk fakültesi var. Bu sayı bile başlı başına bir skandal! Neden mi? Çünkü bu kadar çok fakülte, beraberinde kalitesiz eğitimi getiriyor. Hocaların çoğu yetersiz, müfredat çağ dışı, kadrolaşma almış başını gitmiş. Daha da vahimi, hukuk eğitimi almamış bazı kişiler hukuk dersi veriyor! Düşünün; hukuk gibi hassas, uzmanlık isteyen bir alanda böyle bir ciddiyetsizlik… Bu sistemle mezunlar nasıl başarılı olsun, bu sınavı nasıl geçsin? Sorun öğrencilerde değil, bu çürümüş sistemde. Fakülte sayısı fazla, eğitim kalitesi yerlerde, hocalar yetersiz, müfredat eksik, uygulama desen hak getire. İşte bu tablonun asıl suçluları bunlar.
Acil Çözüm: Sınava Hazırlık İçin Ciddi Eğitim Lazım
Hukuk fakülteleri bu haldeyken, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı’nı geçmek için ekstra, ciddi bir eğitim almak artık mecburiyet oldu. Ama öyle her eğitim de kesmez. Düzgün bir kurum olacak, kaliteli test kitapları olacak, bol bol deneme sınavı yapılacak, öğrenciler bire bir takip edilecek. Online eğitimler mi? Hani kolay; her an erişilir, istediğin zaman izle, tamam. Ama işin aslı şu: Disiplin yok, kişiye özel değil, deneme sınavı desen yetersiz. Sınava girenlerden duydum; online eğitim alanların çoğu “Hiçbir işe yaramadı” diyor. Zaten sonuçlar ortada, online eğitimle bu iş olmuyor.
Samsun’da Dijital Hukuk Akademisi bu konuda ciddi bir çalışma yürütüyor. Ben de eğitmen – koordinatör olarak bu öncü kurumda yer alıyorum. Akademi yıllardır eğitim veriyor, işini ciddiye alıyor. Şimdi de Eylül 2025’teki sınav için ağustos ayında bire bir derslere başlıyor. Kadro mu? Ankara ve İstanbul’dan gelen, alanında uzman, işinin ehli hocalar ve hukuk camiasının ağır topları. Test kitapları, deneme sınavları, kişiye özel takip… Her şeyi en ince ayrıntısına kadar planladık. Sınava girecek olanlar için sağlam bir hazırlık süreci sunuyoruz; çünkü bu sınavı geçmek için ciddiyet şart.
Detaylı bilgi almak isteyenler dijitalhukukakademisi.com adresini ziyaret edebilir, @dijitalhukukakademisi Instagram hesabından güncel duyurulara ulaşabilir.
Uzun Vadede: Devlet Bu İşi Ele Almalı
Kısa vadede böyle çözümlerle sınavı geçmek mümkün. Ama asıl mesele uzun vadede. Bu işin çözümü devletin elinde. Hukuk eğitimi baştan aşağı yenilenmeli; ama lafta değil, icraatta. Hukuk kariyer planlaması adam gibi yapılmalı, fakülte sayısı azaltılmalı, eğitim kalitesi artırılmalı. Pratik derslere, uygulamaya dönük eğitime ağırlık verilmeli. Sınavlar, kanunla gerçek hayat arasında köprü kuracak şekilde tasarlanmalı. Peki, hocalar ne olacak? Kendilerini sürekli geliştirmeli, düzgün bir formasyona sahip olmalılar. Müfredat mı? Baştan yazılmalı, çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirilmeli.
Bunları yapmazsak ne olur? Bu gidişle daha da kötüye gider: Her dört mezundan üçü, elinde işe yaramaz bir diplomayla kalakalır. Hukuk sistemine eleştiriler bitmez, aksine çığ gibi büyür. Adalet sistemi zaten aksıyor. Mezunlar iş bulamaz; bulsalar da mesleği layıkıyla yapamazlar. Bu tablo, hukuk eğitiminin çöktüğünü ve acilen reforma ihtiyaç olduğunu haykırıyor.
Son Söz: Bu Gidişle Hukuk Çöplüğe Döner
Hukuk fakülteleri bu haldeyken, sınav sonuçları bu kadar içler acısıyken daha neyi bekliyoruz? Eğitim sistemi sil baştan düzenlenmeli, yoksa bu bataklık büyür. Herkes elini taşın altına koymalı: Devlet, üniversiteler, hocalar, öğrenciler… Aksi halde, hukuk sistemimiz eleştirilerden kurtulamayacak, mezunlar da boş diplomalarla ortada kalacak. Acilen toparlanmamız lazım; yoksa bu tablo daha da karanlık bir hal alacak.