Son dönemde şarkıları ve farklı tarzıyla gündemden düşmeyen şarkıcı Emre Fel, 7/24 Gündem Genel Yayın Yönetmeni Nevin Aydoğan’a özel açıklamalarda bulundu.
10 Ağustos 1998 yılında Amasya Taşova’da mütevazi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen ve farklı tarzıyla kısa sürede büyük bir hayran kitlesi oluşturan Emre Fel ile Samsun Jolly Joker’deki konseri öncesi bir araya geldik.
Amasya ve Çorum gibi Anadolu’nun kendi halinde küçük şehirlerinde büyüdünüz. Buralarda müzik yapmak daha zordur herhalde. Nasıl başladı müzikal yolculuğunuz?
Küçük yerlerde büyük işler yapmaya çalışan biriydim. Amasya’nın 10 bin nüfuslu ilçesi Taşova’da doğdum büyüdüm, sonrasında Çorum’un 20 bin nüfuslu ilçesi Alaca’da ergenliğimi yaşadım. Çocukluğumdan beri hep ‘şu çocuk’ olarak bahsedildim. Lisede bu daha belirginleşti. Sırtımda gitar, değişik giyinimli, saçı uzun ve küpeli biriydim. Bu küçük ilçelerde çok da alışılmış bir görüntü değil tabi.
Müzikle alakam yoktu ve her şey futbol üzerineydi. Takım tutmayan, maç izlemeyi sevmeyen ama çok iyi top oynayan biriydim. Mevki olarak sol açık oynardım. Ailede ve çevremde müzikle ilgili kimse yoktu. Annem ev hanımı, babam ise fırıncıydı. Ama ikisinin sesleri güzeldi, zaman zaman evde şarkı söylerlerdi. Kız kardeşim iyi bir çizerdi, erkek kardeşim de müzikle ilgilenirdi. Ben de sporun yanında resimde de oldukça iyiydim, ortaokulda dereceler yapmıştım. Aslında ailede sanata bir yatkınlık var ancak kimse üzerine eğilme gereği hissetmemişti. Bu anlamda da bana yol gösterecek kimse yoktu.
Sene 2016… Çorum’da lise dönemlerimdi. Müzik dersimizde sınıf arkadaşlarımın ısrarı üzerine şarkı söylememle başladı her şey. Sanırım hayatımdaki kırılma anlarından biriydi. O dönemlerde daha çok yabancı müzik dinler ve söylerdim. Bildiğim ender Türkçe şarkılardan biri olan Onur Koç’un 14 Bahar adlı şarkısını kalkıp, söyledim. Öğretmenim sesimi çok beğendi ve sonrasında her derste bana şarkı söyletti. Öğretmenimin ısrarı ile kendime bir gitar aldım ve kendi kendime çalmayı öğrendim. 2017’de ilk şarkımı yazdıktan sonra spor hayatımdan çıktı. O zamandan bu zamana hep en iyisini yapmak için çalıştım.
Yeni Anadolu adında bir de yeni bir tarz oluşturdunuz, süreç nasıl gelişti?
Sürekli şarkı yazıyordum. Bir müzik şirketine şarkılarımı gönderdim, 3-5 tanesi YouTube’da paylaşıldı. 2019 yılında paylaştığım Merhabalar şarkısına kadar 5-6 şarkım yayınlanmıştı. Ancak hayal ettiğim ilerlemeyi kaydedememiştim. Merhabalar şarkısı ile tanınırlığım artmaya başladı ve sonrası geldi. ‘Merhabalar’ benim hayatımı konu alan bir hikayedir. O şarkıdaki ‘ev’ futboldur, ‘kadın’ müziktir. Beni kadına yaklaştırmaya çalışan arkadaş ‘müzik öğretmenim’…
O günlerde farklı bir şey yapma arayışına girdim. Türkülerle ve rock müziği birleştirmek istedim. Aslında bu tarz Anadolu rock olarak yapılmıştı. Bunu nasıl farklılaştırabilirim diye düşündüm. ‘Yeni Anadolu’ olsun dedim bu tarzın adı. Sınır koymadım. Caz da var, türkü de var, rock da var, pop da var. İlahi ve rap hariç her şey var içerisinde 🙂
Anadolu rock bu dönemde çıksaydı bence ‘Yeni Anadolu’ gibi olurdu. Çıkış noktam da bu oldu. ‘Yeni’ kısmı altyapıdan, aranjeden, kullanılan enstrüman zenginliğinden ve farklı kullanılış şekillerinden, ‘Anadolu’ kısmı ise tamamen okuyuşum, stilim ve kalemimden geliyor. İkisinin harmanı ile oluştu; Yeni Anadolu. Bu devirden koparmıyorum, ama o zamanları da yaşatıyorum.
20 yaşındaydım o zaman. Bakınca korkunç bir şey. O yaşıma dönsem yine dener miydim bilmiyorum. Birçok yapım şirketi ‘Bunun modası geçti’ demişti ama yeni bir şey olduğunun farkında değildi. Bugün buradaysam o düşüncenin, o kafa yapısının sayesindedir.
Emeklerinizin karşılığını aldığınız, hayatınızın en keyifli dönemindesinizdir herhalde…
Aslında benim için daha keyifli olan tarafı mücadele kısmıdır. Hedeflerime hiçbir zaman nokta koymadım. Bir şeyler üretmek, çalışmak çok keyifli. Şu anda bir yerlere geldim. ‘Oldum’ demiyorum. ‘Oldum’ dediğim an, ‘Öldüm’ dediğim andır. Bundan sonra keyif azalacak bende.
En tepe noktaya da geleceğim, biliyorum. Oraya gelince o keyif bitmiş olacak, çünkü yapacak bir şey kalmayacak. Ancak heyecan hiç bitmeyecek. Herkes sizi tanıyor, şarkılarınızı biliyor. Kendini kanıtladığını biliyorsun. Geriye heyecan kalıyor. Heyecan ilelebet sürmeli. Şu an hala keyif alıyorum ama bundan sonra artmayacak, azalacak.
Bir ay önce mekanları doldurup dolduramayacağımızı bilmiyorduk. Yaklaşık iki yıldır konser veriyorum, geçtiğimiz aylarda ilk ‘Sold out’ konserimi yaptım. Şimdiyse nereye gidersek gidelim doluyor. Bu işin bu noktaya geleceğini biliyordum. Kendime güvenim var, çevreme ve kendime saygılıyım. Kendime ucu açık bir hedef koymuştum. ‘Senden Güzeli Mi Var’ ve ‘Veda Türküsü’ birlikte ve bir anda patladı. Buradan sonra heyecan yükseliyor.
Şarkılarınızın söz, müzik, aranjesini kendiniz yapıyorsunuz, eminim ki çok zor süreçtir…
İnatçı biriyimdir ve çok çalışırım. Günümün 16 saati çalışmakla geçer. Her şeyi uyuduğum odada yapıyorum. Takıntılı biriyim, o yüzden işin içine çok fazla insan dahil edemiyorum. Prodüksiyon, aranje hepsini ben yapıyorum. Şarkıyı çıkarana kadar bıkıyorum adeta 🙂 Bir şey var burada diyorum, onu çözmem gerekiyor. Her şeyi kendin yapmanın dezavantajı ise takıntılıysan çok fazla. Beynim o kadar yoruluyor ki. Sürekli kurcalayacak bir şey buluyorum. Ama işin sonunda içime sinen bir şey ortaya çıkıyor.
Emre Fel nasıl biridir peki?
Annem temizlik konusunda oldukça titiz biridir. Sanırım ilk çocuk olduğum için anne psikolojisinden oldukça etkilendim. Annemin bütün takıntıları bende de var. Elimi bir yere süremem. Dışarıda çatal bıçağı silmeden kullanamam. Otelde kalırken kendi çarşafımı, yastığımı kullanırım. Çocukluğumdan beri böyleyim.
Aslan burcuyum. Bana bir şeyi yapamazsın dediklerinde daha da hırslanırım. Oldukça inatçı olabiliyorum bir şeyi istiyorsam. Her şeyi kafama takarım. Bunun haricinde oldukça duygusal biriyimdir, aileme çok düşkünümdür.
Müzik dışında bir projeniz var mı?
Bir kitap yazıyorum. Psikolojik bir hikaye. Psikolojiyi çok severim, beyne çok meraklıyım.
Son olarak Samsunlu hayranlarınıza neler söylemek istersiniz?
Samsun’un bende yeri ayrıdır. Geçmişte Amasya’dan gelip Çiftlik Caddesi’nde Berat adlı arkadaşımla 3 gün müzik yapmışlığım bile vardır. Birkaç videomu bulabilirler. Onun haricinde Samsun’a birkaç kez tatile geldim. Samsun Gençlik Festivali’ne gelmiştim, kitleye bayılmıştım, canavar gibi bir kitle var. 4-5 kere Samsun’a geldim. Samsun çok güzel bir şehir, garip bir havası var. Samsunlulara sevgilerimi iletiyorum.
